Sadeliğin İhtişamı ve Güne Güzel Başlamak İçin Bir Şiir


Doğduğumuz andan itibaren yapılacaklar listemiz hiç boş kalmıyor. Bitirilecek okullar, çalışılacak işler, kurulacak düzenler, varılacak hedeflerimiz var daima. Bütün bunların altında boğuşur ve boğulurken uzaklaşıyoruz hızla o ufak, dolu ve doyurucu ayrıntılardan. Hissetmekten ve yaşamaktan. Yeterince dolunca da bu sefer kendimizi arındırmak ve güçlendirmek adına türlü çabalara girişiyoruz. Kişisel gelişim kitapları, motivasyon terapileri, mutluluk dersleri... Etrafımızda bize kahkaha attırabilecek insanlar istiyor, temkinli ilişki kuruyor, güvensiz el sıkışıyoruz. Etiketlerin ve bitmeyen isteklerimizin ağırlığıyla yürüyor, karşımızdakini kendimize uydurabildiğimiz kadar seviyoruz. Ya da kapasitemizden fazla fedakârlık yapıyor, sonra kaçırdığımız yıllar için şikayetçi oluyoruz.

       Unutmayalım ;

       Dünyanın yaşı 4.54 milyar, insanın ömrü ise bir göz kırpması kadar...
       Sadeliğin başka hiçbir şeyde olmayan görkemiyle,
       Sevgi ile, bir de sevgili Can Yücel'in şiiriyle kalın.



GÜNAYDIN

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi... gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
Pencereni aç,yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun,kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin...
Çık evinden neşeyle karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden,önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle.
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için "alo" de.
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık.
Yağmur varsa ıslan,güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil,görerek bak.
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa,
Çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor...
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak.
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun...
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyfe keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun 
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun...
Arkadaşım
Hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!



Can Yücel